Perihan`IN sayfasI
İYİ Eğlenceler
PERİHANIN SAYFASI
NEDEN- nicinler
NEDEN - Nicinler
SABUN Kiri NASIL GIDERIYOR?
Aslinda SABUN bir antiseptik,yani mikrop oldurucu degildir.Normal bir deri uzerinde , olu deri hucreleri,kurumus ter,cesitli bakteriler,yagli ifrazat ve toz vardir.
Sabunun ozelligi , mekanik olarak derimizin uzerinden bunlarin alinmasini saglamaktir.Suyu ve yagi ayni kaba koyarsaniz birbirine hic karismazlar aksine su ve yag molekulleri arasinda birbirlerini iten bir guc vardir. Elimizi sadece su ile yikadigimizda derimizin uzerindeki yag tabakasi , suyun derimize temasina mani olur onu dagitir ve tam anlamiyle temizlik olmaz.Iste burada sabun devreye girer ve
aracilik gorevini ustlenir.
Butun sabunlar, kirec gibi bir alkali madde ile bir cesit yagin karisimidir . Sabun molekullerinin bir ucu yagi diger ucu da bir alkali olan suyu ceker. Ellerimizi ogusturdugumuzda yag ve kirler , dolayisi ile icindeki bakteriler parcalanir.Sabun molekulleri bu yagli kirleri sararlar suyla birlestirirler ve artik cozunemez hale getirirler. Akan su ile uzaklasir giderler. Ellerin kurulanmasi ile de bakterilerin cok sevdigi nemli ortam ortadan kalkmis olur.

EV CICEKLERI INSANA ZARARLIMIDIR?
Evimizde bitkiler veya sus cicekleri solunumlarinda gunduzleri havadaki karbondioksiti alarak okijen verirler ancak geceleri insanlar gibi oksijen alipkarbondioksit verirler. Bu nedenle ciceklerle ayni odada uyumanin , havadaki oksijenin azalacagi icin zararliolabilecegi konusunda yaygin bir inanis vardir. Aslinda bu kismen dogrudur ama sanildigi kadar da tehlikeli degildir.
Gunduzleri yeterli isik altinda ,bitkiler fotosentez islemi , bitkinin nefes almasindan daha yogundur. yani ortaya fazla oksijen cikar gunduz odanizdaki oksijen miktari artar. Gece ise isik olmadigindan fotosentez islemi yapilamadigindan , nefes almaya devam eden bitkilerden cikan karbondioksit miktari daha coktur.
Evlerimizdeki bitkilerin ya da sus ciceklerinin gunduz cikardiklari fazla oksijen ve gece verdikleri karbondioksit miktari , insanin soludugu havanin ICINDEKI OKSIJEN miktari yaninda o kadar azdir ki sagligimizi etkileyebilmesi mumkun degildir ...

YAGMURDA KOSARKEN DAHA MI FAAZLA ISLANIYORUZ?
Yagmur yagarken kosanlarin daha cok islanacagini ileri suren, insani yagmurda sallana sallana dolasmaya iten bir gorus ile hicbir sey farketmeyecegini iddia eden bir baska gorus ortada dolanmakta
Yapilan bir deneyde ,yagmur karsidan 45 derece aci ile yagiyorken bir defter kagidina ayni mesafeye 7 saniye kosuldugunda 131 damla ,20 saniye yurundugunde 216 damla isabet ettigi saptanmistir . Buna gore yagmurda yuruyerek gitmek , kosmaya nazaran neredeyse iki kat islanmak anlamina gelmektedir.
Suphesiz bu ongoruler yapilirken, ruzgarin yonu uzerimizdeki elbiselerin sekli ve cinsi ve en onemlisi kapali alana ulasilacak mesafe goz onune alinmamis ve degerlendirmeler kisa mesafelere gore yapilmistir

ELEKTRIK INSANI NASIL CARPAR?
Insanlarin elektrige carpimalari onun bir iletkeni gelmelerinden oluyor. Sivilar iyi iletkenlerdir yani elektrigi iyi iletirler. Vucudumuzun icini sivi dolu bir kap olarak dusunursek butun koruma gorevi deriye dusuyor. O da vucudumuzun her yerinde ayni kalinlikta degil, islanincada dogalolarak iletkenlesiyor. Ozellikle uzerinde yara varsa direnci tamamen yok oluyor.
Elektirigin oldurucu gucunun voltaj degil akim miktari oldugunu ileri surenlere gore akim dogrudan kalbi etkiliyor. Bu dusunuse gore 1 ila 5 miliamper akimin vucutta hissedilme seviyesi; 10 miliamperde iseaci basliyor; 100 miliampere gelince sinirler reaksiyon gosteriyorve 100 - 300 miliamperde sok oluyor.

BIR SAAT NICIN 60 DAKIKADIR?
Bir gunun 24 saat olarak kabul edilmesinin, gunes saatini ilk kullanan misirlilardan kaynaklandigi saniliyor.Yere dikilen yuksek bir tasin golgesi sabah batiya , aksam doguya dusuyordu ve misirlilar bu arayi alti ya bolmuslerdi . Dolayisi ile bir gun 24 bolum oluyordu. 12 sayisi 2 , 3, 4 ve alti ile bolunebildiginden , o zamanlar en cok kullanilan sayi birimi idi ki , bu gun bile duzine adi altinda sayi birimi olarak kullanilmaktadir. Misirlilar ayrica 30 gunluk ay ve 360 gunluk yil takvimi uyguluyorlardi. Bu gun bir dairenin 360 dereceye bolunmesinin sebebinin de bu oldugu saniliyor. Yaklasik 3000 yil once ; bugun Irak olarak bilinen bolgede yasayan Babilliler ise 60 sayisini matematik sistemlerinde temel olarak almislardi. 2 , 3 , 4 ,6 ,12 , 15 , 20 ve 30 ile bolunebilen ve 360 i da bolen bu sayi dakika ve saniyenin birimi olarak alindi . O zamanlar icin onluk sistem , yani 10 sadece iki ve 5 e bolunebilen zavalli bir sayi idi . Saniyenin bolumleri ise o devirlerde olculemiyordu, olculebilmeye baslandiginda ise dunya ondalik sisteme gecmisti ve bu esas alindi.

MUM YANINCA NEDEN GERIYE HICBIR SEY KALMIYOR?
Aslinda mumun yapisi cok basittir, ama yanma mekanizmasi o kadar basit degildir.Mumun yapisinda iki ana eleman vardir. Birincisi yakit gorevini goren , bir cesit balmumu , ikinciside emici ozelligi olan bir cesit sicim , yani fitil . Mumun yanma sirri fitilin emici ozelliginde gizlidir. Fitil mumun ust kisminda alevden dolayi eriyen balmumunu emerek ust kismina tasir ve bu bolgede yanmanin devamini saglar, yani burada asil yanan ve isigi veren fitil degil balmumunun ta kendisidir. Yanan sey aslinda mumun kati kismi oldugundan mum tumuyle yanip bittiginde geriye hic bir sey kalmaz.

SMS NEDEN 160 KARAKRET ?
SMS gönderirken 160 karaktere sığmakta zorlanıyorsanız bunun suçlusu ile tanışmaya hazırlanın.
Kısa mesaj günümüzde özellikle genç kullanıcıların vazgeçemedikleri bir özellik. Fakat bir de şu 160 karakter sınırı olmasa… Sırf bu yüzden pek çok kullanıcı kısaltmalar kullanmak zorunda kalıyor. Ama neden kısa mesaj 160 karakter ile sınırlı? Niye 150 veya 200 değil de 160? Bunun sebebinin teknik bir zorunluluk ile ilgili olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat işin gerçeği, bu 160 karakter sınırının herhangi bir teknik sebebi yok. Bunun tüm suçlusu Friedham Hillebrand adlı bir Alman.
1985 yılında, iletişim araştırmacısı olan Friedham Hillebrand ve bir kaç meslektaşının önemli bir görevi vardı. Görevleri taşınabilir telefonların görüntüleyebilecekleri metin tabanlı mesajlar ile ilgili standartları oluşturmaktı. Hillebrand bir mesajın en fazla kaç karakter içerebileceğine karar vermeliydi. Daktilosunun başına oturdu ve yazmaya başladı. İnsanların bir kısa mesajda yazmaları muhtemel rastgele notlar ve sorular yazarak bütün bir kağıdı doldurdu. Sonra bu notların hepsini okudu. Görünüşe göre 160 karakter her kullanıcı için fazlasıyla yeterli olacaktı ve o günden sonra 160 karakter standart olarak kabul edildi.
İşte 160 karakter ile sınırlı kısa mesajın kısa tarihi…
Bugün 175 ziyaretçikişi burdaydı!
Saniyedir bu sayfadasınız... |