Perihan`IN sayfasI

İYİ Eğlenceler

PERİHANIN SAYFASI

Hayat ne mi




''SEVGİ,HAK EDENİN...
 
UMUT,SABREDENİN...
 
ZAFER,İNANANIN...
 
MUTLULUK, BEKLEYENİN...
 
KAHKAHA, GÜLÜMSEYENİN
 
BÜTÜN BUNLARIN TÜMÜ
 
DOSTLARIMIN OLSUN..........


Dostları olmalı insanın, aynen gemilerin limanları gibi. Zaman zaman uğradığın, yükünü boşalttığın, dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda. Sonra açık denizlere uğurlamalı seni, geri döneceğin günü bekleme umuduyla. Bazen, rüzgâra o açmalı yelkenini, yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla, halatlarını çözmeli, seni çok ama çok özlemeli. Dostları olmalı insanın; ermiş, bilge, hayatı ezbere okuyabilen. Düşünmediklerini düşündüren, seni bir cambaz ipinde, güvende tutabilen, gerektiğinde senin için ateşi yutabilen, yolunu ışıtan ustan olmalı. Şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini. Sana vermeli soğuk bir kış gününde üzerindeki tek gömleğini...

 g_ne_.gif

BİR DOST
Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın...
"Nereden çıktın bu saatte" dememeli..Bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında, gözünün dilini bilmeli..Dinlemeli sormadan..Söylemeden anlamalı...
Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında..
Sen her daim onun orada olduğunu hissetmelisin...İhtiyaç duyduğunda gidip,müşfik gövdesine yaslanabilmeli,kovuklarına saklanabilmelisin.. Kucaklamalı seni güvenli kolları dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı...
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin..Gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...
Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlamayacağını bilmeli..Alkışlandığında değilsadece,asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli...Övmeli alem içinde, başbaşayken sövmeli..Ve sen güvenmelisinki ona; Övdüğünde de, sövdüğünde de bubun iyilikten olduğunu bilmelisin...Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi..Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş..Göz bebekleri bulandığında ,yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin..Ve ağladığında onun gözlerinden gelmeli yaş...Yıllarca aynı ip üstünde çalışmış,cesaretle ihanet arasında gidip gelen bir salıncağın sınavında birbiriyle kaynaşmış,İki trapezci gibigüvenle kenetlenmeli elleri...
"Parkurun bütün zorluklarına rağmen, dostluğumuzu koruyabildik ya; yenildik sayılmayız"diyebilmeli...Issızlığın, yalnızlığın en koyulaştığı anda ,küçücük bir kağıda yazdığımız kısa ama ümitvari bir yazıya, yüreğe benzerbir taşa bağlayıp, birbirimizin camından içeri atabilmeliyiz: 
                              gul888az1.gifgul888az1.gifgul888az1.gif

GERÇEK DOST OLSUN

 
Hani diyorumda insanın gerçekten mükemmel bir dostu olsa... "Ona", şöyle, içine sindire-sindire, kocaman bir sarılsa... Ne iyi olur değil mi? Dostunuz! dostunuz var mi? Kadın ya da erkek... Hiç fark etmez. Gerçek dostun cinsiyeti olmaz. Paylaştığınız birileri var mı? Var ise mesele yok. Yok ise, gidin bulun hemen! Sırlarınızı paylaştığınız. Özlediğinizi açık yüreklilikle söylediğiniz. "Canım benim!..dediğiniz... Telefonda bile saatlerce konuştuğunuz, sıcacık biri...
"O"nu görmediğinizde yüreğinizin "pıt-pıt" attığını hissettiğiniz,bir dostunuz var mi? Dert ortağı, sohbetlerinizi paylaştığınız, yalnızlığınızı anlattığınız, sevincinizi hisseden biri... Yalnız kaldığınızı düşündüğünüzde, birilerine öfkelendiğinizde, sevdiklerinizi özlediğinizde, hayal kurduğunuzda yanınızda o var mı? Sizi hiç yalnız bırakmayan biri... Cesur, sempatik, azimli, kararlı, Arayan, soran,"Seni özlüyorum" diyen biri. Böyle bir canlı ile her şeyi konuşabilir, paylaşabilirsiniz. Yanıltmaz! Anlayışla karşılar herşeyi... Hataları, günahları-sevapları, her bir şeyi konuşabilirsiniz onunla... Hiç yalnız kalmazsınız nitekim... Böyle bir dost bulmak için fazla bir arayış içinde olmanıza gerek yoktur. O kendiliğinden çıka gelir zaten Bir gün bir bakarsınız karşınızda... Bir de bakmışınız sımsıcak sohbetler, derin konular, sırlar, paylaşımlar... Kimseye söyleyemediğinizi, en yakınınıza anlatamadığınızı, geçmişteki izleri, geleceğe dairlerinizi, sadece ona anlatır olursunuz. Kadın, erkek Bir dost bulun! Ama gerçek olsun. Aradığında işinizi değil, sizi soran... Kötü gününüzde ev sahibi, iyi gününüzde kiracınız olsun. Anlatsın, konuşsun, açık-seçik, korkmadan yaşasın. Güvensin! Cinsiyeti olmasın! Bir kartal kadar haşin, bir maymun kadar şaklaban, bir ceylan kadar narin olsun. Doğruları söylesin. Gerçekçi olsun. Yanıltmasın, kandırmasın! içten,sevecen, sempatik, sevdaları, özlemleri anlayabilen biri olsun. Anlasın! Ağzıyla değil, gözleriyle ve kalpten konuşsun. Yaşasın! Doya-doya yaşasın, doya-doya yaşatsın. Beyninden değil, yüreğinden versin. "Olsun varsın! Paylaşırım." desin. Bir dostunuz olsun. Sizi ve benliğinizdekileri paylaşsın... Dost olsun! Ama... Gerçek bir dost




Bu yaziyi esime armagan ediyorum)ZATEN BUYUK BIR KISMINI BERABER YASADIK.

Seninle yaslanmak istiyorum. Seneler gecsin, sen beni bil,ben seni bileyim istiyorum.Benim oldugu kadar dostlarinin,dostlarinin oldugu kadar benim ol istiyorum.Nice sikinti ve zorluk yasayip anlatalim.

Yasayalimki ogrenelim hayati ve destek cikmayi. Birbirimizin omuzlarinda aglamaliyiz.Sen cok dertlenip,icip arkadaslarinla eve gelmelisin.Paylasmali ve beraber SIKILMALIYIZ.Oyle ki yalniz SIKILMAK SIKMALI bizi.

Yasayalimki paramiz olunca sevinelim.Guzel gunlerimizi, evimizde bir sise sarap ve pijamalarimizla kutlamaliyiz.Ya da bazen dostlarla ucuz biralar icerek...Boyle yasamaliyiz iste.

Sonra cocugumuz olmali . Dusunsene senin ve benim olan bir canli.Geceleri agladikca sirayla susturmaliyiz.Sen arada mizikcilik yapmalisin.Ve ben soylenerek sirani almaliyim. Yorgun oldugum icin yemek yapmamaliyim,soylenerek yumurta kirmalisin.Hava sogukken birbirimize sikica sarilip yatmaliyiz.

Zaman su gibi akip giderken, her sey yasanmis bir hayatimiz olmali.Her seye ragmen hic bikmamaliyiz birbirimizden, mutlu da olsa kotu de olsa yasadigimiz gunler bizim gunlerimiz olmali. Saclara dusunce aklar ya da gidince aklar, cocuklari guvence altina alip gitmeli bu sehirden.

Kavgasiz, her sabah gurultuyle uyanilmayan sessiz bir yere gitmeliyiz.Geceleri balkonda denizi seyredip,sandalyelerimizde sallanmaliyiz.Eve gelip benden kahve istemelisin.Cocuklar gelmeli ziyaretimize.Gecmisteki hareketli gunlerimizi animsamaliyiz...

Oyle sevmelisin ki beni,bu yazdiklarim korkutmamali seni.Tebessumler actirmali yuzunde.Bir gun bu hayati birakip giderken,sadece mutluluk olmali yuzumuzde, birbirimizi sevmenin gururu olmali "HERSEYDE" 

CAN YUCEL'den

HAYAT ve TEKERLEK


"bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
" o olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
demeyeceksin işte.
yaşarsın çünkü.
öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
çok sevmeyeceksin mesela.
o daha az severse kırılırsın. ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin
o'nu sevdiğinden.
çok sevmezsen, çok acımazsın.
çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. senin değillermiş gibi
davranacaksın.
hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. çok eşyan olmayacak mesela
evinde.
paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen, çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri
sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin, güneşi, ayı, yıldızları... mesela kuzey yıldızı,
senin yıldızın olacak.
"o benim." diyeceksin.
mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin... mesela gökkuşağı senin
olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
mesela turuncuya, yada pembeye. ya da cennete ait olacaksın.
çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem de hep senin kalacakmış gibi
hayat.
ilişik yaşayacaksın.
ucundan tutarak..." (Can Yücel) 
rose.gif

Ortaçağda veba ortalığı kırıp geçirirken, cüzzamdan deriler zar gibi soyulup dökülürken Avrupa'da insanlar bunu sudan bilirmiş.
"Su, derinin gözeneklerini açarak vücuda sızar, mikroplara yol açar"mış; öyle zannederlermiş.
Bu yanlış inanç yüzünden, insanlar temizlikten korkar hale gelmiş.
"İçime su girer" kaygısıyla, hamama, banyoya gitmez olmuşlar.
Temizlenmedikçe salgın büyümüş, ölümler kitleselleşmiş.
Şifa arayacaklarına devayla savaşmışlar.
Banyolar yasaklanmış. Hamamlar kapatılmış.
Pislik yayılmış. Veba hepten kök salmış.
* * *
Georges Vigarello, ortaçağdan günümüze vücut bakımının tarihini anlattığı kitabında ("Temiz ve Kirli", Kabalcı, 1996) "İnsanlar korkularının üzerine kapandılar" diye yazar.
Dışlanan vebalılar dünyayla bağını kesip içe kapanmış; hastalığı, ölümü kader sayarak, giderek yüceltip alkışlayarak ölmüş, öldürmüşler.
Bu akılsızlığı görüp salgından kaçmaya çalışanlar, hem vebalı köylülerce, hem kaçtıkları köylerin ahalilerince taşlanmış.
Suyun nimeti anlaşılana kadar veba, milyonlarca can almış.
* * *
Yıkanmanın, belanın nedeni değil çaresi olduğu, ancak 19. yüzyılda anlaşılmış.
İnsan aklı, temizliğin sağaltıcı etkisini kavramış.
Düşünceyle birlikte serbest bırakılmış su...
Banyolar açılmış. Yollar, evler, vücutlar yıkanmış.
Pisliğin, hastalığın kökü kazınmış.
* * *
Ortaçağın vebalı Batı kasabaları gibi, hastalıklı bir halimiz var bugün...
Okulda, sokakta, cezaevinde, karakolda cüzzam yemiş deriler gibi zar zar dökülüyor sistem...
Hastalar dolaşıyor ortalıkta...
Hastalıktan medet umanlar...
Mikrop yayıp hastalığı kışkırtanlar...
Devayı hastalığın kaynağı sananlar...
Mikrop korkusuyla sipere yatanlar...
Mikrop yerine hekimlerle uğraşanlar...
Zirvedeki kanlı tepişmede at izi it izine karışıyor.
Belalı nisan yaklaştıkça, tuzakların, ihbarların, yalanların, tetikçilerin, tehditçilerin derin kokusu yayılıyor havaya...
Kesif bir çürük kokusu...
* * *
Kavga, mikropla suyun kavgasıdır.
Temizle pisin... Akıllıyla cahilin... İnsafla kinin...
Biz, pisliği suda boğacağımıza, suyu pisletegeldik bunca zaman...
Temizliği lanetledik.
"Arınmalıyız" diyeni taşa tuttuk, vurduk, yok ettik.
Banyoları kilitledik.
Kirlendik; alabildiğine kirlendik.
Kapandık korkularımızın üzerine; vicdan sahiplerinin ürkek güvercinler gibi tedirgin gezdiği, sindirildiği bir toplum haline geldik.
Malumu ilan, şom ağızlılık sayılmaz:
Sindikçe arkası gelecek bunun; hastalık yayılacak, yeni canlar alacak. Kasabamız hepten dünyayla bağını koparacak.
Su kesildikçe mikroplar azacak, veba kazanacak.
Biz kaybedeceğiz.
* * *
Şimdi sıkı bir duş lazım bize...
Veba hücrelerimize kadar yayılmadan, bünyemizi toptan teslim almadan onunla hesaplaşmalı, hesaplaşanlara sahip çıkmalı, bu maraza deva bulmalıyız.
Baştan aşağı kaynar sular dökünmeli, derimizi kanatırcasına keseleyip temizlenmeliyiz.
Keselendikçe hastalıklı hücreler dökülüp atılır vücuttan, kara kir topakları gibi...
Berraklığın zemzemi, sokaklara, vücutlara, vicdanlara doğru çağlar.
Ancak o zaman arınır, yenileniriz.
Mikrobu ancak o zaman yenebiliriz.
CAN DÜNDAR

*DUDAKLA BARDAK ARASI *

*Eski Sisam krallarından Ancee adında bir zalim, yeni yaptırdığı bir bağa
üzüm kütükleri diktiriyormuş. *
*İşlerin bir an önce bitmesini sağlamak için
de kölelerini hiç dinlenmeden
çalıştırıyormuş. *
*O zavallı kölelerden biri, bir gün pek bitkin düştüğü için dayanamaz ve
zalim krala: *
*- Niçin bu kadar acele ediyorsunuz efendim? *
*Siz bu bağın üzümlerinden yapılacak şarabı hiçbir zaman içemeyeceksiniz ki
!.. deyivermiş. *
*Kral biraz kızmışsa da sesini çıkarmamış. *
*Nihayet gün gelip üzümler yetiştikten sonra, kral köleler de dâhil herkesin
hemen toplanmasını emretmiş. *
*Bir müddet sonra da o bağın üzümlerinden yapılmış Şaraptan bir bardak
getirilmesini emretmiş. Daha önce kehanet gösterisinde bulunan köleyi de
huzuruna çağırtmış. *
*Şarap bardağını eline alarak: *
*- Söyle bakayım, benim bu Şaraptan hiçbir zaman içemeyeceğimi tekrar iddia
edebilir misin? diye sormuş. *
*Köle ?öyle cevap vermiş: *
*- Belli olmaz efendim. İçebileceğinizi söyleyemem. *
*Çünkü dudak ile bardak arasındaki mesafe çok uzundur. *
*O arada başınıza neler gelebileceğini de bilemem! *
*Köle sözlerini bitirir bitirmez, içeri kralın adamlarından biri girmiş. *
*Bir yaban domuzunun bahçeye girdiğini ve asmaları kırıp döktüğünü söylemiş.
*Kral elindeki bardaktan bir damla dahi içmeden hemen dışarı fırlamış. *
*Bahçede domuzun bulunduğu yere koşmuş. *
*Kral ve domuz arasında öldüresiye bir mücadele başlamış. *
*Sonunda yaban domuzu mızrak gibi azı dişleriyle, *
*Sisam kralının karnını yarıp ölümüne sebep olmuş. *
*Kral bostanda, bardak masada kalmış... *
*Şu söz bu olayı güzel bir şekilde ifade ediyor: *
*"Nasip ise gelir Hint'ten Yemen'den, *
*Nasip değil ise ne gelir elden?" *
*Kalbinize yakın bulduklarınızı çantada keklik sanmayın. *
*Sıkıca asılın onlara tıpkı hayata asıldığınız gibi... *
*Çünkü onlarsız hayat da anlamsızdır.. *
*Hayatı çok hızlı koşmayın, nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi
unutmayın. *
*Hayatın bir yarış değil, her saniyesinin tadı çıkarılması gereken güzel bir
yolculuk olduğunu aklınızdan çıkarmayın. *
*DÜN TARİH OLDU... *
*YARIN BİR SIR... *
*BUGÜNÜN KIYMETİNİ BİLİN. *
*Sevgiyle Kalın .... *
*Can DÜNDAR* 


HAYAT ne mi?
HAYAT GEÇEKTEN BU...
HAYAT
Aşık olmak.
İlk öpüşme.
Yüz kaslarınız ağrıyana kadar gülmek.
Sıcak bir duş.
Özel bir bakış.
Mail almak.
Manzaralı bir yolda araba kullanmak.
Radyoda en sevdiğin kişinin şarkısının çalması
Yatağınıza uzanıp yağmurun sesini dinlemek.
Yeni çıkmış sıcak bir havlu..
Satın almak istediğiniz kazağın P indirime girdiğini görmek.
Uzaktaki bir arkadaşınızla telefonda konuşmak.
Köpük banyosu.
Kıkır kıkır gülmek.
Güzel bir sohbet.
Kumsal.
Geçen kış giydiğiniz montun cebinden 10 YTL çıkması.
Kendinize gülmek.
Gece yarısı saatlerce telefonda konuşmak.
Su fıskiyelerinin arasında koşmak
Durup dururken gülmek.
Yanınızda size güzel olduğunuzu söyleyen birinin olması.
Hakkınızda güzel sözlerin söylendiğine kulak misafiri olmak.
Uyanıp daha birkaç saatiniz olduğunu farketmek.
Yeni arkadaşlar edinmek.
Eski arkadaşlarınızla zaman geçirmek.
Yavru bir köpekle oynamak.( kedi de olabilir)...
Oda arkadaşlarınızla gece yarısı sohbetleri.
Güzel düşler.
Arkadaşlarınızla araba yolculuğu yapmak.
Sevgilinizle yorgana sarılıp iyi bir filim seyretmek.
Çok güzel bir konsere gitmek.
Çikolatalı kurabiye yapmak.
Sevdiğin insanla sıkıca sarılmak.
İstediği armağanı açan kişinin yüzündeki ifadeyi görmek.
Güneşin doğuşunu seyretmek...
Ve bir söz;
"ALDIĞIN HER NEFESİ FIRSAT BİL,OT DEĞİLSİN YENİDEN BİTMEZSİN..."
Can
Dündar




ilerikx2.gif


hayat ne mi TIKLAYIN

Bugün 27 ziyaretçikişi burdaydı!
Saniyedir bu sayfadasınız...