Perihan`IN sayfasI
İYİ Eğlenceler
PERİHANIN SAYFASI
CAN yucel siirleri
OZLEDIM SENI...
özledim seni... ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir. beynimi uyuşturuyor özlemin... çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca zamandır içimi ısıttığını yeni yeni anlıyorum Yokluğun, Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp mütemadiyen bir boşluğa Sabahları seni okşayarak başlamaları aksamları her isi bir kenara koyup seninle baş başa konuşmaları özlüyorum; oynaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü... Nasılda serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne kadar yumuşak bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken Gitmeni asla istemediğim halde buna mecbur olduğunu görmek ve sana bunları söylemeden 'git artık' demek 'beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa' demek sana nede zor seni görmemek ve belki yıllar sonra karsılaştığımızda bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden... yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek.... ![]() HERŞEY SENDE GIZLI Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin... SUSSS-MA Butün bu cılgıldaklar Pencerenin ağzına asılı Bütün bu fırıldaklar Bütün bu pervaneler Bütün bu değirmenler Bütün bu uçurtmalar ve uçaklar Poyrazın doğrultusunda... Gülibrişim, mimoza ve manolya, kavak Yaprakları dahil Bütün bu kıpır kıpır insanlar Elleri kolları ve kulaklarıyla Ve erken öten bir horozun sesiyle Kaçmışlar öbür dünyaya şimdiden Seslerini bırakmışlar geriye Bu ölümlü dünyaya yadigar... SAKIZ AĞACI O bir sakız ağacıydı, alelade;
Bir gün o yeşil sahile çıktı geldi, O zaman bu zamandır memnun yerinden; Seyreder bulutları, göğü, denizi. Titreşirdi rüzgarla güneşli yaprakları; Ömür sürdü öyle hoşnut dünyasından, Aydınlıktan uyku tutmazdı bazı gece, Motor sesleri duyulurdu uzaklardan. Tanrı adın işitmedi ömründe; İnanmadan da madem yaşanıyor diye, Rüzgarlı bir kıyıda, sevinç içinde, Yaşamak dururken düşünmek niye? Anmadı geçenleri bir defa bile; Ne uğraşır mesut olan gelecekle? Bir avare misali, günü gününe, O bir sakız ağacıydı, yaşadı sade. En uzak mesafe ne Afrika'dır, ne Çin, ne Hindistan, ne seyyareler, ne de yıldızlar geceleri ışıldayan... En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan..... Can Yücel
|
Bugün 183 ziyaretçikişi burdaydı!
Saniyedir bu sayfadasınız... |